top of page

ORTADOĞU'DAKİ SON GELİŞMELER ÜZERİNE

Mısır’ın Çağdaş Firavun’u tahtından düştü, kolu kanadı kırıldı. Bu yaştan sonra bu kırıklar pek iyileşeceğe de benzemiyor. Onu artık mahkeme salonlarında kendini savunurken göreceğiz. Boynu bükük, bitkin, Batılı dostlarına ve yerli payandalarına kırgın… Onun bu durumuna sevinenler vardır elbet. Lakin üzülenler de var. Hani derler ya “Aslında herkes kendi cenazesine ağlar.” Örneğin İsrail çok üzülüyor: Daha uzun vadeli olarak düşündükleri planları suya düştü. Filistin halkları arasına ektiği fitne tohumu yerinden sökülmeye başlandı. Filistinli liderler barışma ve Filistin’in geleceğini birlikte inşa etme zamanının geldiğine zorla da olsa, taban tepmesiyle de gerçekleşse inanmaya başladı.

Yeni Mısır yönetimi, bir yandan Filistinlilerin iç barışı için devreye girerken diğer yandan da kurulmakta olan yeni “dünya dengeleri”nde ağır ama uzun soluklu eksen kaymasını gerçekleştirme yolunda gayretler sarf ediyor. Nemrutların ülkelerine örneklik etmek istiyor, sessiz ve sakin davranarak.  Nasıl bir muhalefetin, halkların yararına olacağını gösteriyor, yaşayarak.

Temenni ederim ki, FKÖ – HAMAS görüşmeleri bir “farkındalık”ın neticesidir. Bu, bir “Bağımsız Filistin Devleti”ni getirir mi bilemiyoruz; lakin kardeşkanının akmasını önleyebilir. Bu sayede yaralar sarılmaya başlayabilir. Kardeşçe yamamayı öğretebilir.

Öyle sanıyorum ki, korkuyu yenmeyi başarmış Filistin halkı, güçlerin birleşmesiyle daha önceki yaptıklarının pişmanlığını yaşayacak önce. Sonra da özgür Filistin bayrağının uluslar arası müsabakalarda, toplantılarda vs. Filistin milli marşı eşliğinde göndere çekilişinin keyfini yaşayacak...

Suriye’de on yıllardan beri fısıltıyla konuşan halk yüksek sesle konuşmayı öğrenecek ilkin; sonra da seçmeyi, seçilmeyi, ithal etmeyi, üretmeyi, ihracat yapmayı… Ezikliğin,   Orta Doğu halklarının bir kaderi olmadığını görecek. Kendi yöneticilerinin öğrettiği bir psikolojik travma olduğunu fark edecek…

Önemlisi BOB iflas edecek. Mezhep çatışmalarının, komşu ülke halklarına düşmanca bakmanın, kardeşkanı dökmenin başta küresel güçlerin yani ABD’nin, Almanya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin olmak üzere onların oyuncağı olmuş figüranların ve İsrail’in bir oyunu olduğunu fark edecekler. Bütün her şeyin, Orta Doğu topraklarına bir imtihan vesilesi olarak Allah tarafından verilen yer altı zenginliklerini ellerinden alma amacına matuf olduğu açığa çıkacak. Daha doğrusu çatışma ortasında kaldığı için oyunu çözemeyen halklar uyanacak ve “game over” olacak.

Türk halkı, uyuyan kardeşlerinin rüyalarıyla değil, hayalleriyle meşgul olacak ve sevinecek. Orta Doğuda Müslüman halklar birbirini tanıma fırsatı bulacak, birbirlerinin malını alıp satacak…

Bütün bunlar, gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel tahminler… Hayalî (ütopik) olmadığı sürece öngörülerde bulunmak, ufuk açıcıdır. Umarım öngörülerim kısa sürede gerçek olur.

bottom of page