MİM EDEBİYAT
Özgür Düşünce, Özgün Sanat

Kitap Tahlili
Didem Gazel Yıldırım
Nurettin Topçu bu eserinde genel olarak karamsar ama bir o kadar da ümitli. İtalyan DüÅŸünür Gramsci’nin ifadesiyle tam olarak “aklın kötümserliÄŸi, iradenin iyimserliÄŸi”ni sergiliyor. Türkiye’nin meselelerini, bir ömür içinde bulunduÄŸu eÄŸitim camiasının sorunlarını dert edinen ve sorunlara çözüm bulma yolunda çaba sarf eden bir münevverle karşı karşıyayız.

Mesut DoÄŸan
Sözlükteki anlamı, kalbimizdeki yeri, yaÅŸantımızdaki varlığıyla koskoca bir çınardır merhamet, gölgesinde bütün insanlığa serinlik, ferahlık ve esenlik veren… Ve hiç ÅŸüphesiz “En büyük erdem merhamettir. Herkes hata yapabilir bu nedenle herkese merhamet besle... çünkü kederlidir her bir kalp...”

Mesut DoÄŸan
İnsanın yeryüzü macerası, yaratılış programında kendisine yüklenen sevgiyle daimdir. Sevgi olmadan bir adım dahi atamaz insan. Sevgimiz, mesuliyetimizdir; bize sevgimizden soracakları gün, O’nun rahmetiyle karşılanmaktır ümidimiz.
​

Muammer Yalçın
Bu yazımda sizlere eski Konya’dan ve kültüründen söz etmek istiyorum. İstedim ki Konya’yı eskisiyle yenisiyle iyi bilen biriyle görüÅŸeyim ve sizlere saÄŸlıklı, tanıklı bilgiler aktarayım. Bu amaçla Sami Kapıcı’nın kapısını çaldım. Sordum, dinledim ve notlar aldım. Eve gelince de yazıya döktüm. Yazdıklarımı Sami Kapıcı’ya okudum. Onayını aldım.

Baki Çalışır
Yılın her mevsimi, her ayı onlarca kez geçtim bu yoldan. O evin yanından her geçtiÄŸimde içim “cızz” ediyor. Hep o geceyi, o yolculuÄŸu, o keskin ayazı, o açlığı, o yorgunluÄŸu hatırlıyorum. 1983 yılında, bir Ocak sonu, ÅŸiddetli bir karakışta Muhsin ile geçmiÅŸtik bu yoldan. İki defa kapısına varıp, vuramadan geri dönmüÅŸtük.

Yusuf Alper Balcı
AkÅŸamlarında mavi, gündüzlerinde siyah
Gölgeli kaldırımlarından ÅŸehirlerin, kasabaların, köylerin
Beyaza gidilir, sultan beyazına.
O haÅŸmetli beyaza…
O gizli minberin, mihrabın beyazına gidilir.
Gülmek gibi güzel yaÅŸamakla beyaza…

Baki Çalışır
Bir esnafa sordum: “Aha arkanda ikinci katta” dedi. Dar bir merdiven, siyah bir tahta üzerine fırça ile beyaz renkte kimi düz kimi ters harflerle “Terzi Yusuf” yazan kapıdan İçeri girdim. İçeri girince, sol taraf neredeyse tavana kadar eski palto, eski kumaÅŸlardan ters yüz edilerek dikilmiÅŸ çocuk kıyafeti ile dolu. Ta karşıda duvarın dibinde büyük terzi masasında Yusuf amca oturuyor.

DurmuÅŸ KarakuÅŸ
Åžöyle durup bakıversen
Yakın gelir göze daÄŸlar
Yanılıp da çıkıversen
Derman koymaz dize daÄŸlar